Sınırda Müzik Öğrencilerinin Anne Babalarına:
Eşinizle nişanlı olduğunuz zamanı hatırlayın, size sürekli sizi sevdiğini söyleyip çok büyük vaktini diğer arkadaşlarıyla, işiyle (zorunluluk hariç) ya da bireysel oyun ya da hobilerle geçiriyor olsaydı ona inanabilir miydiniz? Biz öğretmenler bu işi meslek olarak seçecek çocuğun bunu gerçekten isteyip istemediğini sevip sevmediğini tabidir ki ne kadar vakit harcadığına, çaldığı parçalardan ne kadar duygusal olarak etkilendiğine ve heyecan duyduğuna bakarak anlamaya çalışırız. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz derler ya. Çocuğunuz müziği, çalgısını çok sevdiğini söylüyor ama müzik dinlemiyor ve çalgı çalışmıyorsa bu işten başka seçeneği olduğunu aklında ve yüreğinde canlandıramıyor olabilir. Nasıl sizinle ilgilenmeyen bir kişi ile evlenmezdiyseniz, çocuğunuzun ilgisini yeterince göstermediği bir şeyin kendisinin hayat arkadaşı olmasını beklemeyin derim.
Öbür yandan “Bütünlemeye kalmış çocuk bir daha adam olmaz” diye de düşünmeyin. Öğretmenlerin “aslında çok yetenekli ama pekiyi hazırlanamadı” ya da “sınavda çok beklenmedik şeyler yaptı, yoksa derslerde çok iyiydi” gibi sözlerini duyarsanız çocuğunuz potansiyel konusunda problemli olmayabilir. Daha iyi çalışmasını sağlamak için onun çalışmalarına merak gösterin. Akşam çalıştığı parçayı bir de size çalsın mesela. Onun eğitimine yürekten ilgi ve merak hissettiğinizi görmesi onu etkileyecektir. Yaşamında onu çalışmaktan uzaklaştıran etkenlerin ne olabileceğini iyice bir araştırın. Bilgisayar oyunları, internet, arkadaşlarla geçirilen zaman sınırsız (sıkılana kadar) olmamalı. Başka merak ve keyiflere fazla kapılması onun çalgıdan uzaklaşmasını sağlayabilir.
Comments